Hızla değişen dünyada kendi kültürünü korumak ve onu yaşatmak zor. Ama bu hıza karşı koymayı başaranlar da yok değil. Yöresel kimlikleri korumak isteyenlerin başlattığı “yavaş şehir” akımı gün geçtikçe daha çok anlam buluyor. Bu akımın Türkiye’deki tek temsilcisiyse Seferihisar. Ege kıyısındaki bu güzel yer, Wilco için yeni bir keşif noktası.
Kuzeyli gezginimiz turuna Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’le yaptığı bisiklet turuyla başlıyor, yavaş şehrin ne demek olduğunu ondan öğreniyor. Bu bisiklet yolculuğu Wilco’yu Sığacık’a getiriyor ve Kaleiçi’ni dolaştıktan sonra Wilco için sıra köylü kadınların kendi ürettikleri organik ürünleri sattıkları köy pazarına geliyor. Elindeki alışveriş listesindeki eksikleri tamamlamaya çalışan kahramanımıza ilgi büyük. Liste bittikten sonra Wilco’nun hedefi Doğanbey Köyü. Burada onu bekleyen hanımların keyifli sohbetiyle Seferihisar’a özgü yemekler pişiriliyor. Wilco’nun son rotasıysa Ulamış Köyü. Bu köyde zeytinyağı sabunu yapımına tanıklık ediyor, kolay gibi görünse de aslında bu işin ne kadar zor olduğunu kabul ediyor.
Ege denizinin üstüne batan güneş, bu yolculuğun bittiğinin habercisi. Türkiye’nin ilk yavaş şehrini keşfetmek için Wilco’nun Karavanı’nında yeriniz hazır.
VİDEO:
{vimeo width=”600″ height=”480″}14876581{/vimeo}