”Kentsel dönüşüm sadece fiziksel olmamalı”

Anasayfa / ”Kentsel dönüşüm sadece fiziksel olmamalı”

”Kentsel dönüşüm sadece fiziksel olmamalı”

3. Çeşme Tiyatro Festivali kapsamında düzenlenen ‘Kentsel Dönüşümün Sanata ve Sosyal Hayata Etkisi’ başlıklı söyleşiye, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer katıldı.

Çeşme Aya Haralambos Kilisesi’nde düzenlenen, moderatörlüğünü Tiyatro Platformu eş sözcüsü Orçun Masatçı’nın yaptığı söyleşide, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, kentsel dönüşüm adı altında TOKİ’nin yaptığı sitelerle, insanların kontrol altına alınmak istendiğini vurguladı.

Tütüncüoğlu,” Kentsel dönüşüm dediğiniz zaman biz 1989 yılında aldığımız kararla, ‘Çeşme’nin doğal yapısını bozmayacağız’ dedik. İlçemizi betonlaştırmama kararı aldık ve uyguladık. Bugün merkezi yönetim TOKİ vasıtasıyla insanları bir bölgede toplayıp kontrol etmek istiyor. Bunun için de ‘Kentsel Dönüşüm’ projesine başladılar” dedi.

YAŞAMAK İSTEDİĞİNİZ DÜNYA’YI SİZ BELİRLEYECEKSİNİZ

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kentsel dönüşümün yalnızca fiziki olmaması gerektiğini vurgulayarak,” Kentsel dönüşüm ve sanatsal denilince aynı zamanda yapılan sanatsal çalışmaların kentsel dönüşüme olayı var. Bu karşılıklı diye düşünüyorum. Kentsel dönüşümün sadece fiziksel olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bugün bakanlarımız, büyüklerimiz, hükümet yetkililerimiz kentsel dönüşümle ilgili büyük projelerinin müjdelerini veriyorlar ama o projelerin içinde insana dair bir şey bulamıyorsunuz. Binaların ve caddelerin nasıl yenileneceğini anlatıyorlar ama o binaların içinde yaşayan insanlar dönüşebilecek mi? Bununla ilgili bir şey duymak mümkün olmuyor. Kentsel dönüşüm depreme dayanıklı binaların yapılması ise bunun adının kentsel dönüşüm olduğunu çok doğru bulmuyorum. Bu iş deprem veya doğal afetlere karşı yapılanma olabilir ama kentsel dönüşüm dediğiniz zaman içindeki insanı yok sayılması çok da anlaşılır bir şey olmuyor” şeklinde konuştu.

İnsanların yaşamak istediği dünya’yı gerçekleştirecekleri projelerle hayata geçirebileceklerini açıklayan Seferihisar Belediye Başkanı Soyer,“Kentsel dönüşüm nasıl olmalıdır? Bir kent niye dönüşmelidir? Burada sanatla bağlantısı nasıl olmalıdır? Benim ikinci vardığım nokta bu oldu. Biz Seferihisar’da çalışma arkadaşlarımla şunu yaptık. Geleceğin Türkiye’sinde nasıl bir hayat hayal ediyoruz? Böyle hayaller kurmaya başlayınca ortaya 5 somut hedef çıktı. Bunlardan birincisi, yaşam kalitesini yükseltmek. Çünkü yaşam kalitesini yükseltmek dediğiniz zaman tam olarak anlaşılan gelir düzeyinde yükselme olarak algılıyoruz. Oysa yaşam kalitesi dediğimiz olay ekonomik gelir düzeyi ile birlikte oldukça geniş bir kavram. Aldığınız havanın kalitesi’nden içtiğiniz suyun kalitesine, kuşaklar arasında kuracağınız köprüden kadınların hayattaki yerine, toplum sağlığından, çocukların haklarına kadar oldukça geniş bir yelpaze var. Bu yelpazeyi bir arada düşünürsek yaşam kalitesinden söz edilebilir. Dolayısıyla bugün ki algının eksikliğinden yola çıktık ve birinci hedef olarak ortaya yaşam kalitesini koyduk. İkinci hedefimiz ‘Aktif Hemşehrilik’ oldu. Sandık günü hepimiz demokratik olarak oyunuzu kullanıyoruz ama bu demokrasi bir günlük olmamalı. Demokrasi, her gün yaşamamız gereken bir değer. Üçüncü olarak ta ‘Toplumsal Barış’ dedik ve barışı biz yaratmalıyız dedik. Hangi coğrafi bölgede, hangi nüfusta yaşıyorsak yaşayalım bulunduğumuz her yerde barışı kurmak için emek harcamalıyız. Dolayısıyla barış bir hediye değil bizim yaratmamız gereken bir değerdir. Dördüncü hedefimiz ‘Gelişen Dünya ve Yaşayan Doğa’ oldu. Seferihisar’ı yıkıp yeniden yapabilirsiniz. Ama oranın kültürünü geliştirmezseniz, doğasına sahip çıkmazsanız o Seferihisar’ı tekrar ayağa kaldırmanız mümkün değildir. Son maddemizin başlığını ise ‘Dünya Vatandaşlığı’ olarak belirledik. Dünya küçülürken bu dünyada kendi geleceğimizi şekillendirme adına o dünya’yı izlemeliyiz ve kendi gelişimimiz için dersler çıkarmalıyız. Ama bu da yetmez. Bizler de öyle işler yapmalıyız ki; dünya bizi yakından takip etsin. Dolayısıyla bu 5 hedef doğrultusunda projeler ürettik. Biz istedik ki; bu turnusol kâğıdı olsun, denek taşı olsun istedik. 5 hedefin altında toplanabiliyorsa evet o projeler kent için yapılmalıdır. 41 proje ile beraber biz şunu gördük. Bu projeleri hayata geçirdiğimiz takdirde o hayal ettiğimiz dünya’da artık yaşayabiliriz. Yani Kentsel Dönüşüm, depreme dayanıksız binaların yıkılması değildir. Hep birlikte kenti fiziken değil, zihnen de değiştirerek geleceğin Türkiye’sini kurabilirsiniz. Burada sanatın rolü ne olmalıdır? Hayatınızda müzik, resim olmasaydı, edebiyat, tiyatro olmasaydı ne kadar kuru bir hayat yaşıyor olacaktık. Bu hayatın ruhumuzu okşayan hiçbir yanı olmazdı. Dolayısıyla bir kenti dönüştürmekten, top yekûn değiştirmekten bahsediyorsanız demokrasinin, barışın ve kültürün geliştiği bir kent istiyorsak orada sanatın her dalı ile iyi ilişkiler kurmak zorundayız.

-TEOS SANATIN BAŞKENTİ-

Seferihisar’da bulunan antik Teos kentinin bundan 3 bin yıl önce sanatın başkenti olduğunu vurgulayan Tunç Soyer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Buradan yola çıkarak Teos, bundan 3 bin yıl öncesine kadar Kuzey İon’nun başkenti konumundaydı. Bir dönem İon şehrinden sanatçılar kovulmaya başlanmış. Aralarında geçimsiz oldukları ve kent hayatında huzursuzluk yarattıkları düşünülerek kovulmaya başlanmışlar. Bu sanatçılara Teos kapılarını açmış ve sanatçılara yaşam alanı göstermiş, vergi indirimi sağlamış. Bunun üzerine sanatçılar Teos kentinde toplanmaya başlamışlar. Teos tarihte ilk kez Aktörler Birliği’nin, Sanatçılar Sendikası’nın kurulduğu bir kent olmuş. Uzun yıllar Teos, bir sanat kenti olarak kalmış ve dönemin Hollywood’u, Paris’i olarak görülen bir kent olmuş. Ben bugün Teos’un Kültür ve Sanat ile buluşmasını iade-i itibar olacağını ve o nedenle ‘Geleceğin Türkiye’si hedefi doğrultusunda yaptığımız çalışmalar içerisine sanatın tümünü katmak gerektiğini düşünüyorum.”

{gallery}2012-kentsel-donusum{/gallery}