Gayrimenkul sektörü ve ekonomi dünyasındaki gelişmeler ışığında sektör sorunlarının tartışılarak çözüm önerilerinin aranacağı Gayrimenkul Zirvesi 10 başladı. Sektör profesyonelleri ve dünyaca ünlü yabancı konuşmacıların yer aldığı zirvede, Geleceğin Kentleri oturumunda Türkiye’nin ilk ve tek Cittaslow (Sakin Şehri) Seferihisar’ın Belediye Başkanı Tunç Soyer konuşmacı olarak yer aldı.
GYODER tarafından 2000 yılından itibaren düzenli olarak gerçekleştirilen Gayrimenkul Zirvesi dünyanın dört bir tarafından gelen profesyonelleri İstanbul’da buluşturdu. Zirvenin açılış konuşmaları Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince ve GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Tanes tarafından gerçekleştirildi. Açılışın ardından gerçekleşen Ekonomi Platformu’nda T.C Merkez Bankası Eski Başkanı Gazi Erçel, Dr. Deniz Gökçe, Avrupa Birliği Komisyon Üyesi Prof. Dr. Franz Schausberger, ekonomik kriz, etkileri ve finansal kaynak yaratma yöntemlerini tartıştı.
Soyak Holding Ceo’su ve GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Emre Çamlıbel’in başkanlığında gerçekleşen “Geleceğin Kentleri” oturumunda Çin ve Birleşik Arap Emirliklerinde kurulmakta olan iki Eko-Kent ve Türkiye’de İzmir Seferihisar’la örneklenen Cittaslow (Sakin Şehir) akımı ve Türkiye’nin bu alanda atması gereken adımlar ve geleceğin kentlerinin hayatımızda yaratacağı farklar konuşuldu. Oturum öncesinde açılış konuşması yapan Amerikalı Fütirüst Mimar Roy Strickland Türkiye’nin 21. Yüzyılın gözde ülkelerinde biri olma yolunda gittiğini ve Türkiye’de özel ve kamu sektörlerinin faydalanacağı modelleri anlattı.
Geleceğin Kentleri oturumunda konuşmacılar Langan İnternational Yönetim Kurulu Başkanı George E. Leventes, Mimar Frederic Schwartz, İzmir Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Mimar Prof. Dr Peter Droege ve RE Bölüm Başkanı ve Direktörü Dr. Brian Anthony Ciochetti’den oluştu.
Uluslararası ölçekte düzenlenen Gayrimenkul Zirvesi’nde İzmir’den tek konuşmacı olarak davet edilen, Sakin Şehir Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer Sakin Şehir ve kriterlerinden bahsederek başladığı konuşmasında; “Cittaslow’un çıkış noktası; yerel kalkınmanın yıkıcı olmadan da gerçekleşebileceğini, doğayı, değerlerimizi, geçmişimizi ve aynı zamanda geleceğimizi koruyarak da gelişebileceğimizi savunan ve bu yola sapmak isteyen kentlere kasabalara ışık tutmaktır. Cittaslow Ağı, küreselleşmenin şehirlerin dokusunu, sakinlerini ve yaşam tarzını standartlaştırmasını ve yerel özelliklerini ortadan kaldırmasını engellemek için ortaya çıkmış bir harekettir” dedi. Cittaslow’un varış noktasının da dünyadaki tüm kentlerin varış noktası olması gerektiğini söyleyen Başkan Soyer; “Gelecekteki kentlerin örnek modeli Sakin Şehir modelidir. Günümüzdeki şehir modellerini ele alalım. Şehirlerin ortaya çıkışlarının insanların zorlu doğa koşullarından ve bilinmezlikten kaçarak birbirlerine sığınma istekleri olduğu öne sürülmektedir. Eskiden insanların birlikte olma amacıyla biraraya geldikleri şehirler artık stresle, hava kirliliğyle, trafik kazalarıyla ve ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle insanların birbirlerinin ve kendilerini yok ettikleri yerler halini almaktadır. Bilim, teknoloji ve üretim alanında uzman ve içinde bulundukları toplumu daha ileriye götürecek yeteneğe sahip insanların biraraya geldiği şehirler artık “downshifting” yani vites küçültme kavramıyla karşı karşıyadır. Konularında uzman ve yetenekli insanlar küreselleşmenin yıkıcılığından, kaçarak daha basit daha rahat bir yaşamı tercih etmektedirler. Dünyada ve Türkiye’de Sakin Şehirlerin yaşam alanı olarak tercih edilmelerini sebeplerinden birinin bu olduğunu düşünmekteyim. İnsanlar bir andan sonra ellerindeki en önemli şeyin yaşamak olduğu anlayacaklar ve çalışmak için yaşamak yerine yaşamak için çalışmayı tercih edeceklerdir. Bu tercihin duygusal veya politik bir karar olmadığını aslında herkesin eninde sonunda istese de istemese da alması gereken bir karar olduğunu söyleyebiliriz.
Cittaslow’un şehirciliğin gelecekteki varış noktası olduğunu iddia ederken günümüzün şehirlerini ele alalım demiştik. Günümüzdeki şehirler, büyükşehirler veya metropolisler oldukça kırılgan ve sürdürülemez bir noktaya gelmiştir. İnsanoğlunun varlığını sürdürmek istemesi için bu sürdürülemez sistemin değiştirilmesi veya terk edilmesi gerekecektir. Konuyu bir örnekle açmak istiyorum. İnsanların, kentlerin, şirketlerin herkesin üretim ve tüketimleri sonucunda dünya üzerinde bıraktıkları ize ekolojik ayak izi denilmektedir. Ekolojik ayak izi, aslında insanların yaşayabilmeleri için gereken kaynakların üretimi ve atıkların yok edilmesi için kullandıkları biyolojik alanı gösteren bir ölçüdür. Kentsel boyutta düşünürsek bir kentin ekolojik ayakizi o kentin yaşayabilmesi için gereken kaynakların üretimi ve ortaya çıkan atıkların bertaraf edilmesi için gerekli alanı göstermektedir. Japonya’nın toplam nüfusunun %26’sı olan 33 milyon nüfusuyla Tokyo kentini örnek alalım. Tokyo’nun ekolojik ayak izi kentsel alanının 344, Japonya’nın toplam alanının 4.3 katıdır. Baltık ülkelerinin en büyük 29 kentinin ekolojik ayak izi kent büyüklüklerinin 565-1130 katı arasındadır. Bu kentlerden herhangi birini bir fanusla dış dünyadan kestiğiniz anda bu kentteki yaşam açlıktan havasızlıktan ve susuzluktan sona erecektir. Kentlerin ekolojik ayak izleri günümüzdeki kent anlayışının sürdürülemez olduğunu göstermektedir. Bu konuda önlem almak yerine, sonra daha hızlı ulaşmak için dünyadaki bütün kaynakları son derece hızlı bir şekilde tüketmeye devam ediyoruz” dedi.
Geleceğin kentlerinden bahsedebilmek için önce kentlerin gelecekleri olması gerektiğinden söz eden Başkan Soyer; “Günümüzdeki kentçilik anlayışının değişerek kentlerin dünya üzerindeki yüklerinin azaltılarak kendi kendilerini idame ettirebilecekleri bir yapıya kavuşturulmaları gerekmektedir. Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanan, yağmur suyunu depolayabilecek, pis suyu arıtarak bahçe sulamasında kullanabilecek, bitkilendirme ve yalıtım sayesinde ısıtma ve soğutma masraflarını azaltabilecek, belki de sahip olduğu güneş panelleri ile elektrikli arabaların şarj edebilecek evler kentler hayal etmeliyiz. Toplu taşımanın yenilebilir kaynaklarla çalıştığı, insanların beş dakikalık yürüyüşlerden korkmadığı, güvenli temiz ve eko ayak izi küçük kentler hayal etmeliyiz.
Tüm bu gerçekler göz önüne alındığında daha büyük kentler, daha yüksek binalar, daha geniş otoyollar, daha büyük arabalar hayal etmek yerine insanoğlu için daha uzak bir son ve daha iyi bir gelecek hayal etmeliyiz.
Biz kent etiğimizle, yaşanabilir kentlere olan inancımızla hayallimizi kendi küçük kasabamızda Seferihisar’da gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Güneş enerjisiyle çalışan tramvaylar, faytonları olan insanların işlerine bisikletleriyle gittikleri, taşıt trafiğinin minimuma indirildiği, insanların yaşamı keyif alabilecekleri bir hızda yaşadıkları bir kasaba hayal ediyoruz. Seferihisar’ın eşsiz topraklarında eşsiz kaynakları üzerinde karbon ayak izimizi küçültmek ve dünya üzerinde yükümüz azaltabilmek için projeler geliştiriyoruz. Gayrimenkul piyasasını oluşturan en güçlü ve önemli kişiler olarak sizlerin de böyle hayallere sahip olmanızı ve bu hayallerinizi gerçekleştirmenizi diliyorum ve tüm katılımcıları Türkiye’nin ilk Sakin Şehri Seferihisar’a davet ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Gayrimenkul zirvesi, 15-17 Haziran tarihleri arasında devam edecek.